Sigara dumanı, kirli ve tozlu hava ses tellerini tahriş ediyor!

“`html

Ses Sağlığının Önemi ve Korunma Yöntemleri

Yanlış ses kullanımı, hem ses bozukluklarına hem de bireylerin iş performansına olumsuz etkilerde bulunabiliyor. Ses sağlığını korumanın ve sesi etkin bir şekilde kullanmanın önemine dikkat çeken Dil ve Konuşma Terapisti Göksu Yılmaz, ses kıvrımlarının yeterli nemini sağlamak amacıyla günde 8-10 bardak su içilmesi gerektiğini önerdi. Yılmaz, ayrıca suyun, her yarım saatte bir yudumlanmasının da faydalı olacağını ifade etti.

Yılmaz, “Sigara dumanı, kirli hava ve çeşitli kimyasal maddelere maruz kalmaktan kaçınılması gerektiğini vurguladı.”

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümünde Araştırma Görevlisi olan Göksu Yılmaz, 16 Nisan Dünya Ses Günü kapsamında ses sağlığını değerlendirdi.

Ses: Kendini İfade Etmenin Temel Aracı

Ses, insanların kendilerini ifade etmelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olarak öne çıkıyor. Göksu Yılmaz, “Ses üretimi, solunum, fonasyon (sesin oluşumu) ve rezonans (ağız ve burundan geçen havanın şekillenmesi) süreçlerinin bir araya gelmesiyle gerçekleşir. Bu süreçler, sesin oluşmasını ve konuşmanın anlam kazanmasını sağlar. Ses sağlığının önemini kavrayabilmek için sesin üretim mekanizmasını iyi anlamak gereklidir. Bu nedenle ses sağlığına yönelik eğitimlerin başlangıcı, ses üretim mekanizmasının anatomik ve fizyolojik olarak açıklanmasıyla başlar.” dedi.

Ses Üretim Mekanizmasının Temel İlkeleri

Sesin nasıl üretildiğine dair genel bir bakış sunan Yılmaz, sesin temel kaynağının akciğerlerden gelen hava akımı olduğunu belirtti. “Soluk verme sırasında yukarıya doğru hareket eden hava, trakea (soluk borusu) aracılığıyla gırtlağa ulaşır. Bu hava akışı, ses kıvrımlarının titreşimini sağlayan temel enerjiyi oluşturur. Gırtlakta yer alan ses kıvrımları, hava akımının etkisiyle titreşerek sesin temel frekansını oluşturur. Ses kıvrımlarından çıkan ham ses, ardından boğaz, ağız ve burun boşluklarındaki rezonans ile şekillenir. Bu sebepten sağlıklı bir ses elde etmek için tüm üretim mekanizmalarının sağlam olması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

Mesleki Ses Kullanıcılarının Rolü

Profesyonel ses kullanıcıları (şarkıcılar, tiyatro oyuncuları, öğretmenler, avukatlar, eğitmenler, çağrı merkezi çalışanları, din görevlileri ve sağlık çalışanları) seslerini uzun süre kullanmak zorunda kalabiliyorlar. Yılmaz, “Bu nedenle, hizmet sektöründe çalışanların çoğunun profesyonel ses kullanıcıları olması, vokal dayanıklılığın ülke ekonomisi açısından kritik olduğunu gösteriyor. Ses performansındaki bozulmalar, sadece bireylerin ses algısını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda mesleki yaşamlarını da sıkıntıya sokabilir.” dedi.

Ses Kıvrımları Arasındaki Temas Farklılıkları

Göksu Yılmaz, kadınların ses kıvrımları ile erkeklerinkinin sesin oluşumu sırasında farklı temas oranlarına sahip olduğunu açıkladı. “Kadın ses kıvrımları, saniyede ortalama 200-250, erkekler ise 100-150 kez birbiriyle temas eder. Bu temas, ses kıvrımlarının açılıp kapanmasıyla oluşur. Sesin hatalı kullanımı, bu kıvrımların üzerindeki yükü artırır ve ileride ses bozukluklarına neden olabilir.” dedi.

Yanlış Ses Kullanım Alışkanlıkları

Yılmaz, sesin yanlış kullanımına yönelik bazı davranışları şöyle sıraladı:

  • Uzun süre gürültülü ortamlarda yüksek sesle konuşmak
  • Aşırı yüksek veya düşük perdenin kullanılması
  • Kesintisiz uzun konuşmalar veya şarkı söylemek
  • Zorlamalı fısıldamalar ve sıkboğaz temizleme alışkanlıkları
  • Tütün ürünleri kullanmak ve irritan ortamlara maruz kalmak
  • Reflüyü tetikleyen gıdaların tüketilmesi

Su Tüketimi Davranışları

Yılmaz, sağlıklı ses üretimi konusunda dikkat edilmesi gereken noktalara değindi:

Sesi korumak ve sağlıklı bir ses için:

  1. Yaklaşık her 30 dakikada bir su içilmeli ve günde 8-10 bardak su içilmelidir.
  2. Yatmadan 2-3 saat önce tüm yiyecek ve içeceklerin tüketimi kesilmelidir.
  3. Kimyasal maddeler ve kirli havadan kaçınılmalıdır.
  4. Sağlıklı bir duruş pozisyonu önemlidir; ayakta dururken denge sağlamak ve otururken uygun destek almak gerekir.

Sesi Koruma Alışkanlıkları

Göksu Yılmaz, ses sağlığını korumak için günlük alışkanlıklara özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ses hijyenine dikkat edilmeli ve gerektiğinde uzman destek alınmalıdır. Ses sağlığını korumak, hem bireyler hem de toplum için büyük yarar sağlar.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“`

Related Posts

Sperm neden hâlâ bu kadar gizemli?

Sperm neden hâlâ bu kadar gizemli?

Kara Veba geri mi döndü? İlk kez insandan insana bulaştı: ‘Zatürreyle geçiyor’

Yüzyıllar boyunca tarihin en ölümcül hastalıklarından biri olarak anılan veba, 2023 yılında yeniden ortaya çıktı. İç Moğolistan’da kaydedilen son vakalarda, tarihte ilk kez insandan insana bulaşma ihtimali gündeme geldi. Bir ailenin üç ferdinde art arda görülen enfeksiyon, vebanın sessizce yön değiştirdiğini mi gösteriyor?

Yılan ısırdığında ne yapmalı? Adım adım izlenecek hayat kurtaran yöntemler

Yaz aylarında kırsal alanlarda ya da doğa yürüyüşlerinde karşılaşılabilecek tehlikelerden biri olan yılan ısırıkları, doğru ve hızlı müdahale ile ölümcül olmaktan çıkabiliyor. Peki böyle bir durumda ne yapmalı, nelerden kaçınmalı? İşte adım adım yılan ısırığına karşı ilk yardım rehberi…

Uzmanlar uyarıyor: İyot fazlalığı da tiroit hastalıklarını tetikleyebilir

Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Fatih Kılıçlı, iyotun, tiroit hormonlarının üretimi için hayati önem taşıdığına işaret ederek, iyot eksikliğinin sadece guatr gibi bez büyümelerine yol açmakla kalmayıp, hormon yetersizliklerine de neden olabileceğini belirtti.

Unutkanlık ciddi bir sorunun habercisi olabilir! Bu belirtilere dikkat

Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Özden Yener Çakmak, unutkanlığın sadece yaşlılıkla sınırlı olmadığını, genç yaşlarda da sıkça görülebileceğini belirterek bu durumla başa çıkmanın yollarını anlattı.

Dondurma tüketirken sakın bu hayatı yapmayın!

Yaz aylarının vazgeçilmezi dondurmanın yanlış tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Diyetisyen Edanur Usta, glikoz şurubu ve doymuş yağ içeren dondurmaların insülin direnci ve obezite riskini artırabileceğini belirterek, dondurmanın çözüldükten sonra tekrar dondurulmaması gerektiğini vurguladı.