Evren içerisindeki yalnızlık konusu, insanlık tarihinde en fazla ilgi çeken ve tartışılan konulardan biri olmuştur. Ancak, Çinli bilim insanlarının son keşfi, bu konuya daha yakından bakmamızı sağlayacak ilginç bir ipucu sunuyor.
Bilim insanları, “süper Dünya” adı verilen Kepler-725c gezegeninde biyolojik yaşamın var olabileceğine dair güçlü bir belirti bulduklarını açıkladı. Çin Bilimler Akademisi çalışanları, Kepler-725c’nin Dünya’dan yaklaşık 10 kat daha büyük kütleye sahip olduğunu ve bizden 2.400 ışık yılı uzaklıkta olduğunu belirtiyor. Bu gezegen, yıldızına göre “yaşanabilir bölge” olarak adlandırılan bir konumda bulunuyor. Yaşanabilir bölge, sıvı suyun varlığını sürdürebilecek bir sıcaklık aralığında yıldızdan gelen ısının olduğu alanı ifade eder. Kepler-725c’nin yüzeyinde sıvı su bulunma olasılığı, bu gezegenin karbon bazlı yaşamı destekleme ihtimalini artırıyor.
Kepler-725c, Dünya’dan daha büyük ancak Uranüs ve Neptün gibi buz devleri kadar da küçük olan bir “süper Dünya” olarak tanımlanıyor. Araştırmalara göre, bu gezegenin yüzeyinin büyük olasılıkla okyanuslarla kaplı ve karasal alanlar içeren kayalık bir yapıya sahip olduğu düşünülüyor. Ancak, gezegenin su gezegeni olma ihtimali de göz ardı edilmiyor. Kepler-725c’nin yıldızı etrafındaki turunu yaklaşık 207,5 günde tamamladığı ve bu nedenle bir yılının Dünya’dan daha kısa olduğu belirtiliyor. Ayrıca, eksen farklılıkları nedeniyle, gezegenin yıldızından aldığı güneş radyasyonunun Dünya’nın aldığının yaklaşık 1,4 katı olduğu da biliniyor. Buna rağmen, bu durum gezegendeki yaşam olasılığını ortadan kaldırmıyor.
Değişken yıldızına uzaklık
Kepler-725c’nin yörüngesi, ilginç bir özelliğe sahiptir. Gezegenin yıldızına olan uzaklığı sabit değildir ve yıl boyunca önemli ölçüde değişmektedir. Bu gezegenin yer aldığı sistemde, Kepler-725 olarak adlandırılan bir yıldız bulunmaktadır. Bu yıldız, Güneş’ten çok daha genç bir yapıya sahip olan ve sadece 1,6 milyar yaşında olan bir yapıya sahiptir. Aynı sistemde Kepler-725b olarak bilinen başka bir gezegen de bulunmaktadır; bu gezegen, 39,64 günde bir turunu tamamlayan bir gaz devi olarak tanımlanmaktadır.
Kepler-725 yıldız sistemi, adını 2009 yılında başlatılan ve 2018 yılında sona eren Kepler uzay teleskobundan almaktadır. Kepler, diğer yıldızların etrafında Dünya büyüklüğündeki gezegenleri arayan öncü bir görev olarak tanınmaktadır. Çoğu keşfedilen ötegezegen, yıldızların önünden geçerken ışıklarındaki azalmayı ölçen geçiş yöntemiyle ortaya çıkmaktadır. Ancak, Kepler-725c gibi bir gezegen, farklı bir keşif yöntemi olan “Geçiş Zamanı Varyasyonu (TTV)” yöntemiyle keşfedilmiştir. Bu yöntem, bilinen bir gezegenin (Kepler-725b) geçiş zamanlarındaki küçük düzensizlikleri analiz ederek yeni gezegenlerin varlığını ortaya çıkarmaktadır.
TTV yöntemi, özellikle uzun yörünge dönemine sahip ve diğer keşif yöntemleriyle zor keşfedilen küçük gezegenler için oldukça uygun bir teknik olarak kabul edilmektedir. Kepler-725b’nin sinyalleri incelenerek, Kepler-725c’nin kütlesi ve yörüngesi hakkında önemli veriler elde edilmiştir. Bu keşif, aynı zamanda Güneş benzeri bir yıldızın yaşanabilir bölgesindeki bir gezegenin TTV yöntemiyle ilk kez tespit edilmesi anlamına gelmektedir.
Kepler-725c, “Hycean gezegenleri” adı verilen potansiyel yaşanabilir süper Dünya sınıfına dahil edilebilir. Bu gezegenlerin, okyanuslarla kaplı geniş alanlara ve hidrojen açısından zengin atmosferlere sahip olabileceği düşünülmektedir. Araştırmacılar, bu keşifle evrende yaşam arayışını daha da genişleten önemli bir adım atıldığını belirtmektedir.
Araştırma, Nature Astronomy dergisinde yayınlanmıştır.
